Nesnelerin Belleği mi?

Do Objects Have a Memory?

23 Kasım November – 13 Aralık December 2016

Küratörlüğünü Belma Ersu'nun yaptığı “NESNELERİN BELLEĞİ Mİ?” kavramını sorgulayan, Türkiye’nin önde gelen sanatçılarının, edisyon işleri, çeşitli baskıları, heykel, pentür, enstelasyon, video ve neon işlerinin bulunduğu karma sergi 23 Kasım Çarşamba günü saat 18.30'da CerModern HubSpace'te açılıyor.

 

NESNELERİN BELLEĞİ Mİ?

Uzaktan bakınca , şeylerin düzeni içinde yüce sandıkları ya da yücelik atfettikleri varlık/nesneyi, okyanusun derinliklerinde muhteşem bir zarafetle devinen ve ürkütücü bir büyüleme gücü sergileyen ama sudan çıkarıldığında iğrenç bir sümük yığını haline dönüşen ahtapot mu sanmışlardı?

Yüce bir imgenin uyguladığı büyüleme gücü her zaman ölümcül bir boyutun varlığını ifade eder. Lacan’nın dediği gibi ” Yüce nesne tam da ‘ Şey onuruna yükselmiş bir nesnedir. Hiçlik işlevini görmeye başlayan sıradan, gündelik bir nesnedir”. Doğal ortamından çıkarılır çıkarılmaz, artık ‘Şey’ yerini işgal etmeyi bırakır bırakmaz, büyüleyici güzelliği kaybolur ve çirkinleşir. İşte bu yüzden, yüce nesne ancak gölgede, iki arada bir derede ayakta duran bir nesne paradoksu sunar. Tözü açığa çıkarmak için gölgeyi bir kenara itmeye çalıştığımızda, nesnenin kendisi dağılır, geriye sadece sıradan nesnenin cürufu kalır.

 

Bu dünyayı temel alan bir sanat çalışmasında, karşımızdaki nesneler belirli mekânsal sınırlar içinde yaşıyor ve aynı zamanda nesne rolünü aşıp, kendisi de dünyayla ilişki kuruyor. Sanatçının belirlediği mekânsal-zamansal bir ilişki; Tarkovski’nin “Nesneler temsil edilen dünyanın üslubunda yer almak durumunda değildirler, söz konusu dünya görüşünün içinde kendi anlamlarını ifade etmeleri gerekir” yorumunda; dünyayla ilişkimizi belirleyen ve bundan böyle ölçeği değişen bir nesne vardır. Artık yalıtılmış olmayan ve diğer formlarla karşılıklı bağımlılık ilişkisi içinde olan nesne konumundadır.

“Nesnelerin belleği ” ifadesi, , bu dünyayı temel alan bir sanat karşısındaki konumumuzu görsel olarak açıklığa kavuşturmaya ilişkindir ve sanırım hepimize çok iş düşmektedir.

 

 

 

 

The holy being that they were after; could it be an octopus that appears magnificently glorious in the depths of the ocean but appears as nothing but a disgusting slimy chunk when it is removed from the water?

 

The holy power's captivating strength also shows the existence of something else that is mortal.

 

As Lacan once said; "A holy object is an object that received the honor of being a "thing". A daily object that its sole purpose is being nothing" . The moment you remove it from its natural habitat, it loses its captivating beauty and becomes simply ugly. Because of this reason, the holy object in the shadows creates hanging by a thread object paradox. When we try to push the shadows to the side, the object dissipates and we will remain with the residue of said object.

 

In each artwork that takes this world as its base, every object that is before us lives in a particular spatial limitation, however still overcomes the role of being just an object and starts communicating with the world. Because of the spatial and temporal relation that is set by the artist, the object becomes an identifying matter of our relation with the rest of the world and therefore adapts a new scale. Tarkovski describes this as; “The objects do not need to conform to their worldly style, however they need to define their meaning.”. At that time, the object becomes no longer isolated and develops mutual dependency with other forms.

 

The question of “Do objects have a memory?” is in reference to our stance before the artwork that takes this world as its base and its visual display. Therefore, I suppose we have a lot of work to do.

 

 

 

 

 

küratör / curator: BELMA ERSU

 

Sanatçılar / Artists:

Ayşe Sibel Kedik, Arzu Eş, Aykut Öz, Barış Seyitvan, Elif Varol Ergen, Engin Sarı, Erdal Duman, Fatoş Irwen, Fırat Engin, Genco Gülan, Havva Altun, Hülya Özdemir, Hüsnü Dokak, Lütfi Özden, Mehmet Ali Boran, Mehmet Ali Uysal, Ozan Bilginer, Saadet Coşkun, Serkan Demir, Seval Şener, Şefik Özcan, Şevket Arık, Tanzer Arığ, Tutku Bulutbeyaz, Uzay Çöpü

 

hakkımızda

üyelik

hizmetler

iletişim

ziyaret

CerBlog

TR I

EN

Ziyaret

İletişim

Yönetim

DAHA FAZLASI